[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Yeni filmi 'Sevdaya Durmak'ta Hıristiyan olduğunu gizleyen 'Mustafa'nın aşık olduğu Müslüman 'Esma'yı canlandıran Tuba Büyüküstün: 'Esma' hayattan korkmuyor, endişesi yok, çok mutlu. Ben öyle değilim; hayata karşı tedirginliklerim endişelerim var!

Rize'nin Ayder Yaylası'nda çekilen 'Sevdaya Durmak' filmi, 1800'lerin Çamlıhemşin'inde geçiyor ve gizli Hıristiyan 'Mustafa' ile Müslüman 'Esma'nın aşkını anlatıyor. Yusuf Kurçenli'nin hem senaryoyu yazdığı, hem de yönetmenliği üstlendiği filmde; Hakan Eratik ve Kenan Ece iki yakın arkadaşı canlandırırken 'Esma'ya da Tuba Büyüküstün hayat veriyor. Rolünün hakkını veren Büyüküstün'le sette konuştuk...

Nasıl bir karakteri oynuyorsunuz?

'Esma' mutlu, hayatın güzelliklerini gören, iyi niyetli, yaşamayı seven bir karakter. Biraz saf ve cahil ama çok temiz.

DİZİMDEN RAHATSIZLANDIM

Çekimler nasıldı?

Oldukça zor koşullarda gerçekleşti. Yağmurun yanı sıra sivrisinekler de beni perişan etti. Özellikle bacaklarımın her yerinde yoğun ve zorlu çekimlerden dolayı morluklar var. Bir de çekimlere başladığım ilk günden beri dizimde bir problem oluştu. Dizimi zorladığımda otele topallayarak gidiyorum

'Asi'deki rolünüz ile ciddi bir hayran kitlesine ulaştınız. Buradaki rolünüz de üzerinize yapışabilir mi?

Aslında ben 'Çemberimde Gül Oya'dan beri oyunculuk yapıyorum. Bu zamana kadar hiçbir rol benim üzerime yapışmadı. Ama galiba yapılabilecek en iyi şekilde 'Asi'yi canlandırdım ki, beğenildim. İnşallah 'Esma' da beğenilip takdir görür. Bütün amacım, canlandırdığım her rolün üstesinden gelebilmek.

'Esma' rolü gerçek hayatta sizinle örtüşüyor mu?

Çok da örtüşmüyor. Ben onun kadar sakin değilim. Hayattan korkmaktan, endişe duymaktan uzak duran biri değilim. 'Esma'ya göre daha öğrenmiş, bir şeyleri etüt etmiş, hayata dair deneyimleri daha yüksek olan biriyim. 'Esma'nın endişeleri, tedirginlikleri yok ama benim var.

BAZEN NEFES ALMAK İSTERİM

Oyunculuğun yanında fiziksel güzelliğinizle de ön planda olmak size ekstra güç kazandırıyor mu?

Bunların ikisi de bence bir bütün. Oyunculuğumun, görüntümün, karakterimin ya da hayatta duruşumun hepsinin bir bütün olduğunu düşünüyorum ben. Eğer bunlardan biri doğru olmasaydı, o zaman insanların beğenisi ya da tepkisi daha farklı olabilirdi.

Oyunculukta kendinize örnek aldığınız biri var mı peki?

Ben oyunculuk konusunda bir kişiyi örnek almadım hiçbir zaman. Her rol aldığım kişiden faydalandım. Hepsinin tarzını örnek aldım. Yani herkesten biraz biraz bir şeyler aldım. Çok iyi kadrolarla çalıştığım için bunlar da bu konuda çok önemli. Benim için her çalıştığım insan bir okul oldu bana.

Dizi, sinema derken oldukça yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz. Bazen keşke bu kadar yoğun olmasam dediğiniz oluyor mu?

Oluyor tabii ki, olmaz mı! Keşke başka bir iş yapsaydım diye hiç düşünmedim ama keşke biraz daha nefes alabileceğim bir tempoda olsaydım. Yani 90 dakikalık bir performans vereceğimize, 60 dakikalık bir performans verseydik... Böyle harala gürele çalışmasaydık. Daha sakin ve daha keyifli olsaydık diye düşünüyorum. Yoksa kesinlikle böyle daha sakin bir işte olsaydım gibi bir düşüncem yok.

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

İlk Günkü Tuba Değilim Büyüdüm, Olgunlaştım

Bu işe ilk başladığınızdaki Tuba Büyüküstün ile şu andaki Tuba Büyüküstün arasında bir fark var mı?

Tabii ki var. Mesela bir kere büyüdüm. Aradan beş sene geçti. Beş sene içinde hiçbir şey yapmayan, oturan insan bile büyür, olgunlaşır. Ben de olgunlaştım. Beynimle, kalbimle, büyüdüm yani. Çalıştığım deneyimli ekiplerin bana aktardıkları bilgiler oldu. Umarım bunlar olmaya devam edecek.

Yaşlılık günlerinizi düşünüp şimdiden yatırım yapıyor musunuz?

Yapıyorum kendi çapımda bir şeyler ama ben bunları çok konuşmak istemiyorum.

Önceki röportajlarınızda basına kırgın olduğunuzu söylemiştiniz. Hala kırgın mısınız?

Samimi davranmak istedim ve asılsız haberlere kalbimin kırıldığını söyledim. Kalbim kırılmıştı ama kırgın değilim.

Kaynak: Sabah / Öner Öngün