[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



Lübnan'da yayın yapan bir magazin dergisi, Asi dizisinin yıldızı Tuba Büyüküstün'le mail yoluyla bir röportaj yaptı. Konu Asi dizisi, Türk dizi ile oyuncuları ve Tuba...


Bir oyuncu, aynı zamanda tasarımcısınız, ama siz film sektöründe başarılısınız. Bu sizi üzüyor mu ve sizi tasarımda başarısız hissetiriyor mu?
Ben tasarlıyorum, hayal ediyorum ve her yeni şeyi deniyorum. Tasarımda başarısız olduğumu düşünmüyorum, sadece şu an yaptığım şey oyunculuk çünkü bu beni şu an daha tatmin ediyor.


Asi dizisinin isminin Lübnan'daki ünlü nehirden geldiğini biliyor muydunuz? Oraları gezmek güzel, değil mi?
Evet biliyordum bunu, Arap bölgesi cok enteresan. Asi dizisi için kaldığımız şehire de cok benziyor. İki sene orada kaldım ve yeterliydi. İstanbul'u bırakmak istemiyorum, belki çok yorgun olduğum için, gezme havasında değilim.

Arap ülkelerinde başarılı olan Aydan Kaya, Ece Uslu ve Songül Öden ile karşılaştırılıyorsunuz. Bu sizi endişelendirmiyor mu? Benzer ve farklı olan taraflarınız nelerdir?
Bence popüler olmak cok büyük bir risk özellikle güzellik hakkında konuşursak. Benim gayem popüler olmak değildi, var olmak ve daim olmak istiyordum. Ben kendi yolumda ilerliyorum, zaten herkes farklı degil midir? Baska oyuncuları konuşmak gerekmez; zaten herkesin farklı olduğu belli.

Sizin başarınız sadece güzelliginizden geliyor diyenlere ne cevap verirsiniz?
İşimi gerektiği gibi yapmaya çalışıyorum. Evet güzelim, bunu inkar edemem ama çok güzel kadınlar var. Ben güzelliğin yetmeyecegini bilecek kadar bilinçliyim. Bunu insanların anlamasını isterim. Sadece güzel olsaydım, güzelliğim konuşulduğu zamana kadar var olurdum.

Arap dünyasında Türk dizilerinin popülaritesinin geçiçi olduğu söyleniyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Başka ülkeler ve ırklar hakkında konuşmayı sevmiyorum. Bu işi yaptım ve başarılı oldum. İnsanları kandırmak ve aldatmak gibi bir niyetim yok. İşine deger veren her oyuncunun ve işine karşı saygılı olan her kişinin, başarısı da daim olur. İşine değer vermeyen oyuncunun başarısı da unutulur.

Lübnan ve Arap dizilerinin Türkçe olarak ve Türk oyuncuların sesleriyle Türkiye'de gösterilmesini destekler misiniz?
Neden olmasın? Belki denenmesi lazım. Heyecanlı ve enteresan bir adım olduğunu düşünüyorum.

Ortak Türk, Lübnan ve Arap yapımı bir proje düşünür müsünüz? Oynamak istediğiniz baska bir oyuncu var mı? Böyle bir proje için Arapça öğrenebilir misiniz?
Neden olmasın? İsim söylemek benim doğamda yok ve tarzım değil. Murat hakkında diziden önce de bir şey bilmiyordum. İsimlerle ilgilenmiyorum, sadece işin kalitesine ve bana uygun mu diye bakarım. Dile gelince, bu çok keyifli ve heyecanlı bir şey olurdu benim için. Gerçekten Arapça öğrenmek istiyorum ama zor bir dil olduğunu duydum.

Kıvanç, Saruhan veya Gökhan (TEPE), hangisiyle oynamayı tercih ederdiniz ve neden?
Tercihim yok bu konuda. Benim için önemli olan karşılıklı saygı, işbirliği ve oyuncuların arasındaki uyum. Hepisiyle zaman geçirmem lazım bunu söyleyebilmek için. Songül, Kıvanç'la oynadığında çok iyiydi. Belki onun rolünü ben oynasaydım, onun kadar başarılı olmazdım ve belki Songül, Asi'deki rolümü oynasaydı o da başarılı olmazdı.

Hobileriniz, projeleriniz, rüyalarınız ve gizli yetenekleriniz nelerdir?

Benim hobim yeni şeyler tasarlamak. Gelecekte, doğru zamanda ve doğru insanlarla tiyatroda oynamak istiyorum ve sahne, dekor tasarlamak istiyorum. Diğer tarafta bir Türk filminde oynadım ve onun icin 1 ay Karadeniz bölgesinde kaldım. Yeni bir dizi için de calışıyorum ve orada bir çingene kızını canlandırıyorum. Bu yüzden çingeneler ve hayatları hakkında bilgi ediniyorum. Şarkı söylemeyi de öğreniyorum.

Hiç estetik ameliyat yaptırdınız mı? Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında? Bunu abartanlara ne söylemek istersiniz?
Benim için en büyük lütuf, bedenim ve ruhumun huzur içinde olması. Herkese de bunu tavsiye ederim. Kesinlikle estetiğe karşıyım ve bunu yapanları anlamıyorum. Küçük ameliyat yaptıranlara da, bunu abartanlara da karşıyım. Sadece sağlık için veya kaza yüzünden deformasyon geçirenler için gerekli görüyorum estetiği...

Kaynak: Snob magazin