Çağatay Ulusoy | Çağatay Ulusoy Fan Club
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Çağatay Ulusoy | Çağatay Ulusoy Fan Club

Çağatay Ulusoy | Çağatay Ulusoy Fan Club
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  



Çağatay Ulusoy | Çağatay Ulusoy Fan Club 'daki "Tuba Büyüküstün Röportajı" konusunu beğendin mi ? Paylaş.

FacebookTwitterEmailWindows LiveTechnoratiDeliciousDiggStumbleponMyspaceLikedin

Paylaş|

Tuba Büyüküstün Röportajı

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
YazarMesaj
~> Tuba-Pinar <~
KURUCU
KURUCU
Tuba-Pinar
Kadın
Mesaj Sayısı : 220
Tecrübe Puanı : 672
Doğum tarihi : 02/08/96
Kayıt tarihi : 02/11/10
Yaş : 27
Nerden : Ingiltere

Tuba Büyüküstün Röportajı Vide
MesajKonu: Tuba Büyüküstün Röportajı Tuba Büyüküstün Röportajı Icon_minitimeÇarş. Kas. 03, 2010 10:01 am

03-09-2008
TUBA Büyüküstün'ü geçen yılın en sevilen dizilerinden Çemberimde Gül Oya'daki ‘Zarife' karakterinden biliyoruz. Şimdilerde ‘Ihlamurlar Altında' dizisinde hayatta her şeye sahip, bir tek aşkta aradığını bulamamış Filiz'i canlandırıyor Büyüküstün. Ekranlardaki mazisi birkaç yıl ötesine gitmeyen Büyüküstün'ün oyunculuğa girişi çok tesadüfi olmuş. Reklam filmlerinde oynarken Tomris Giritlioğlu ile karşılaşması bir anlamda hayatının akışını değiştirmiş. Plan ve program yapmayı pek sevmeyen Büyüküstün, içinden nasıl geliyorsa öyle yaşıyor. Oyunculukla ilgili öyle çok büyük hedefleri, hırsları da yok. Duygusal olarak mutlu olmak, bir projede yer alması için yeterli bir kriter ona göre. Bir anlamda tesadüfler onu nereye götürürse oraya kırıyor dümeni. İş dışında gezip dolaşmayı, farklı yerler keşfetmeyi çok seven genç oyuncu için İstanbul'un, özellikle de Sultanahmet'in apayrı bir yeri var. Fırsat buldukça küçük kaçamaklar yapıyor Sultanahmet'te, mümkün olduğunca kalabalıklardan uzak durarak. Zira kendini birazcık ‘yabani' olarak tanımlıyor. Yoğunluğundan dolayı telefonla görüşebildiğimiz Büyüküstün'ün, sorularımıza ‘hatırlayabildiği' kadarıyla verdiği yanıtlar…

*Ihlamurlar Altında'nın çekimleri nasıl gidiyor?

-->Çok iyi gidiyor. İyi bir ekibimiz var, çalışıyoruz son hız. Bülent İnal ve diğer arkadaşlarla çalışmak çok keyifli. Dizinin senaryosunu da Yavuz Turgul'un ekibi hazırlıyor.

*Çekimler nerelerde yapılıyor?

-->Ağırlıklı olarak benim sahnelerim Polonezköy'de çekiliyor. Onun dışında Gazi Mahallesi, İkitelli de çekimlerin yapıldığı yerler arasında. Epey dolaşıyoruz yani .

*Çemberimde Gül Oya'da ön plana çıkan oyunculardan biri oldunuz, böylesine bir dizinin ardından yeni diziyi kabul etmekte tereddüt ettiniz mi?

-->Tabii, Çemberimde Gül Oya çok güzel bir diziydi. Ancak tek başınıza siz bir hiçsiniz.Yani bu bir ekip işi. Ekipteki herkesin iyi olması gerekiyor. Bir diziyi kabul ederken yapım şirketinin, senaryonun, yönetmenin, oyuncuların çok iyi olması gerekiyor. Ne kadar iyi bir senaryo olursa olsun eğer yönetmen iyi değilse, oyuncular iyi değilse başarılı olmanız mümkün değil.

*Bir proje sizi en çok neyiyle cezp eder?

-->Tek bir şeyiyle cezp etmez. Benim için bir bütündür. Yani istediğiniz kadar iyi oynayın senaryo kötüyse başarılı olamazsınız. Oyuncularla iyi bir elektrik yakalamanız, yönetmenle aynı dili konuşmanız gerekiyor. Bir de benim için rahat olmak, duygusal tatmine ulaşabilmek çok önemli. Mutlaka keyif almalıyım yaptığım işten.

*Bu iş adına geleceğe yönelik hedefler koydunuz mu kendinize?

-->Öyle büyük hedeflerim yok. Hayatımda her şey spontane gelişti. Mühendis olmak için fen - matematik okudum, üniversitede kendimi Mimar Sinan Dekor Tasarım Bölümü'nde buldum. Dekorcu olmak isterken birdenbire oyuncu oldum! Karar verip uygulama taraftarı değilim, hayat insanı farklı yerlere konumlara götürüyor. Ben biraz akışına bırakma taraftarıyım. Plan yaptığınızda hep bir B planınızın olması gerekiyor, oysa ben duruma göre karar veriyorum.

*İstanbullu musunuz, nerede doğdunuz?

-->İstanbulluyum. Kadıköy'de doğdum. Biz sürekli bir taşınma halindeydik çocukken. göçebe gibiydik.

*Büyüdüğünüz yer sizin için ne ifade ediyor?

-->Çalışan bir annenin çocuğu olduğum için 1 yaşında yuvaya gittim. Tek çocuktum. Eskiler bana hep hüzünlü şeyleri anımsatır. Yalnız, yabani bir çocuktum. İnsanlara çok uzaktım, karşı taraf harekete geçerse iletişim kurardım çoğu zaman da kurmazdım.

*Seyahatle aranız nasıl, sık gezer misiniz?


--> Çok severim. Boş zamanlarımda bile asla evde oturamam. Öğlen olmadan kendimi sokaklara atarım. Gitmeye meyilliyim yani.

*Nerelere gidiyorsunuz daha çok?

-->Sultanahmet'i çok severim. Fırsat buldukça giderim. Benim mekanlarım vardır orda, giderim kitap okurum, yazı yazarım…. 2 gün tatilim mi var, gider butik otellerin birinde kalırım. Bir de o bölgede çok turist olduğu için göze çarpmazsınız, rahat edersiniz. Akşamları çıkar bir şeyler içerim yalnız başıma. Biraz yabaniyim galiba. Kalabalığı sevmem, kalabalık yerlerden özellikle kaçarım. Mesela Beyoğlu'na iki ayda bir, çok özlersem çıkarım. Okulum Fındıklı'daydı, o zaman gidiyorduk arkadaşlarla. O günleri özlediğimde gidiyorum. Yemek yemeyi çok sevdiğim için farklı, yerlerde farklı şeyler denerim.

*Dönüp dönüp gitmekten vazgeçemediğiniz bir yer var mı?

-->İstanbul. Nereye gidersem gideyim çok özlüyorum. Başka bir yerde yaşamayı çok sık düşünürüm, mesela Güney'de bir köyde yaşamayı hayal ederim zaman zaman, ama eminim gittiğimde İstanbul'u çok özlerim. Anadolu Yakasını severim. Kuzguncuk çok güzel, oradan denizin rengini izlemeyi çok seviyorum.

*Görmeyi çok istediğiniz bir yer var mı?

-->Küba'yı çok merak ediyorum. Türkiye'den de Fırat Nehri kıyılarını görmeyi çok istiyorum.

*Sizden bir ilk 5 istesek?


-->Böyle bir sıralama yapmak çok zor olacak ama İstanbul, Bodrum'un
kıyıda köşede kalmış sessiz sakin yerleri, Venedik, Kaz Dağları, Şirince.

*Ankara sizin için neler çağrıştırıyor?

-->Sonu olmayan bir yer anlamına geliyor benim için. Ankara'ya bir iki defa gittim, şehir evler hiç bitmeyecek gibi geldi bana. Belki de denizli bir şehirde büyüdüğü, denizle içli dışlı olduğum için böyle hissettim. Denizli şehirlerde deniz hep bir sondur, kıyıdır ya. Ankara'da eksik hissettim kendimi.

*Yazıyorum dediniz, neler yazıyorsunuz?


-->Daha çok deneysel çalışıyorum. O an aklıma ne geliyorsa, çevrede ne görüyorsam, kimlere dikkat ediyorsam onları yazıyorum. Kafam birine takılırsa onunla ilgili neler hissettiğimi yazarım. Ruh halim nasılsa öyle yazıyorum aslında. Peki ya şu sıralar neler okuyorsunuz? Kitap okumayı çok seviyorum. O an ne okumak istiyorsam onu alırım. Kitapçıları gezmeyi, neler çıkmış diye bakmayı çok severim. Girerim 7-8 kitap alırım, birkaçını okurum sonra canım başka şeyler okumak ister gider başka kitaplar alırım. Şu an Yılmaz Karakoyunlu'nun ‘Güz Sancısı' kitabını okuyorum.

Tuba Büyüküstün Röportajı

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

 Konu Etiketleri Etiketler
 Konu Linki Konu Linki
 Konu BBCode BBCode
 Konu HTML Kodu HTML Kodu
Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çağatay Ulusoy | Çağatay Ulusoy Fan Club  :: Tuba Büyüküstün :: Çağatay Ulusoy Genel :: Röpörtajlar-
Türkçe Çeviri: Eclipse, Kodlayanlar MyBB, © 2002-2010 MyBB Group. Tasarım: trseven
Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar